Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Suriye’nin Afrin bölgesinde yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi Fatma Akdoğan, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu.
İzmir’in Bayraklı ilçesi Osmangazi Mahallesi’nde yaşayan Fatma Akdoğan, oğlunun 2018 yılında şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi.
Anne Akdoğan, şehit oğlunun bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odası oluşturdu.
Odada, oğlu yaşasaydı bir köşede sergilemek istediğini söylediği tespih koleksiyonu için de özel bir yer ayıran anne Akdoğan, evlerinin bulunduğu apartmanın duvarına resmettirdiği büyük Türk bayrağının altına da oğlunun çok sevdiği “Hayat cesurları sever” sözlerini yazdırdı.
“Dua et ben de Suriye’ye gideyim şehit olayım”
Fatma Akdoğan, AA muhabirine, acısının halen taze olduğunu, oğlunun yokluğuna alışamadığını söyledi.
Oğlunun 2012 yılında Ankara’da ve Kars’ta vatani görevini yaptığını belirten Akdoğan, “Sürekli ‘asker olacağım’ diyordu. Çatışmalar olduğu için ben razı olmuyordum. Askerliğini tamamladıktan sonra başvuru yapmış ve sınavı kazanmış. Anne ‘ben uzman çavuş olacağım’ dedi. ‘Oğlum kalma’ dedim. ‘Anne ben çok istiyorum, askeriyeden beni vazgeçirme, senin duan bana yeter’ dedi.” ifadelerini kullandı.
Oğluyla şehit olmadan bir gün önce yaptığı telefon konuşmasını halen unutamadığını anlatan Akdoğan, “En son bir gün önce İlker Kahraman şehit olmuştu. Beni arayarak ‘anne şehit Atatürk Mahallesi’nden’ demişti. Üzüldüm, ‘Anne ağlama dua et, ben de şehit olayım’ dedi. ‘Ne biçim konuşuyorsun oğlum’ dedim. Bana, dua et ben de Suriye’ye gideyim şehit olayım, dedi.” şeklinde konuştu.
“Her gece aynı kokuyu duyuyorum”
Oğlunun şehit olduğunu bildiğini ancak kabullenmekte zorlandığını aktaran Akdoğan, günlerini anı odasında geçirdiğini, her gün oğlunun kabrini ziyaret ettiğini söyledi.
Akdoğan, şunları kaydetti:
“Odada Kur’an-ı Kerim okuyorum, şehitliğe de gidiyorum. Ses vermese de buz gibi taşlara sarılıp öpüp kokluyorum. Bazen konuşuyorum cevap vermese de resimde gülümsüyor. Öyle teselli buluyorum. Ali’nin odasına giriyorum, kokusu bambaşka bir koku. O kokusu bana yetiyor. Her gece aynı kokuyu duyuyorum. Çok zor ama bazen de rahatlıyorum. Hala kapı açılacak oğlum gelecek gibi hissediyorum. Bazen telefon ve zil çalıyor aniden koşturuyorum. Acaba Ali mi geldi diye? Sonra yok diyorum o şehit. Acısı çok büyük, mertebesi çok yüksek, onunla her zaman gurur duyuyorum.”
Akdoğan, diğer oğlunun dünyaya gelen çocuğuna Ali ismini verdiğini, en büyük isteğinin ise torununa amcasının kahramanlıklarını anlatmak olduğunu ifade etti.
Şehit annesi olarak terör belasının bitmesini çok istediğine işaret eden Akdoğan, “Çocuklarımızın kanı yerde kalmadı, kalmayacak. Artık evlatlarımız şehit olmasın. Allah, devlete, askerimize, ordumuza ve milletimize zeval vermesin. Bayrağımız inmesin, ezanımız dinmesin. Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etmek isteyenler kendi kanlarında boğulsun.” diye konuştu.